Soğan her yemeğe koyulan önemli bir sebze. Hangi yemekte kullanırsak kullanalım, soğanın yemeğe harika bir tad verdiği aşikâr. Bu yüzden her mutfağın vazgeçilmezi. Soğanların yemekler haricinde de mucizeler yarattığını biliyor muydunuz? Soğan birçok açıdan sağlığınıza yararlı. Soğan doğal ağrı kesicidir ve antibakteriyel özelliğine sahiptir. Daha önce hiç aklıma gelmezdi ancak soğan sivrisinek ısırıklarının acısını geçirmekten ateş düşürmeye kadar yönlerden vücudumuza katkı sağlıyor. Aşağıdaki listeden soğanın sağlığımıza olan katkısını kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Mutfağınızdan soğanı eksik etmeyin!
Soğan, sivrisinek ısırıklarının neden olduğunu acıyı geçiriyor. Soğanı kesin ve sivrisineğin ısırdığı yere uygulayın. Kısa bir süre sonra acı sızı kalmayacak.
Soğanın kulak ağrısını geçirdiğine dair bir söylenti var. Soğanı parçalayın ve çok derine olmayacak şekilde kulağınızın içerisine koyun. Sonucu kendiniz görün!
Taze soğanlar bakterileri yok ederek soğuk algınlığına karşı önlem olarak kullanılabilirler. Soğanı bir tabağın içerisine doğrayın ve yatağınızın hemen yanına koyun. Sabah çok daha iyi hissedeceksiniz.
Kulağa garip geliyor ancak bir diğer ipucu da uyumadan önce çorabınızın içine soğan koymak. Tıpkı soğuk algınlığında olduğu gibi soğan bu kez grip ya da ateşi geçiriyor. Ertesi gün uyandığınızda çok daha iyi hissedeceksiniz.
soğanda protein, lif, krom, C vitamini ve flavanoid bulunuyor. Her gün soğan yerseniz, kolesterolünüz düşüyor ve kan şekeri seviyeniz dengeleniyor.
Hemen her yemeğin içine dahil olmayı bilen ve bunu layıkıyla yapan, mutfağın olmazsa olmaz ismi soğan bugün başrolde!
Özellikle tencere yemeklerini hazırlarken onu kavurmadan başlamayı neredeyse aklımızdan bile geçirmediğimiz bu şifa dolu lezzet, aslında yemeklere lezzet katmak dışında öyle farklı ve öyle çok işe yarıyor ki… Bugüne dek onun bu kullanımlarını hiç denemediyseniz öğrendikten sonra boşa geçen günlerinize üzülebilirsiniz, baştan söyleyelim.
Yine de “Geç olsun, güç olmasın” diyelim ve sizi öğrenince hemen denemek isteyeceğiniz, soğanın hiç bilmediğiniz kullanımlarıyla tanıştıralım.
Eğer sizin de soğanı kullandığınız ve faydasını gördüğünüz farklı alanlar varsa bize yorum olarak yazmayı unutmayın.
Soğan kürü hazırlayıp kullanarak birçok hastalığa karşı vücudunuzu daha dirençli hale getirebilirsiniz.
Soğan kürü, soğanı yemeklerde kullanmak dışında en bilinen kullanım şekillerinden biri aslında. Kış hastalıklarıyla mücadeleden tutun miyom, polikistik over, prostat büyümesi gibi birçok hastalığa karşı iyi geldiği söylenen bu kürün yapımı da çok kolay üstelik. Yaklaşık 2 su bardağı klorsuz içme suyuna 1 orta boy açık kahverengi kabuklu soğan olacak şekilde malzemeleri hazırlayın. Soğanı kabuklarıyla kullanacağınız için öncesinde mutlaka güzelce, üzerinde kir kalmayacak şekilde temizleyin. Ardından suyu kaynatıp soğanı dörde bölerek içine atın. Bu şekilde de 5 dakika kadar kaynatın ve ılıması için bir kenarda bekletin. Ardından suyunu süzüp günde iki kez, yemeklerden yaklaşık 10 dakika önce için.
Ancak unutmayın, bu yöntemi en fazla 10-15 gün kadar tekrar edip ardından mutlaka 5-6 ay kadar ara vermeniz büyük önem taşıyor, bizden söylemesi.
seyrek olmasından şikayetçiyseniz yukarıda tarifini verdiğimiz soğan kürünü hazırlayıp ılıtın ve bu suyu saçlarınızın her yerine yedirip bir süre bekletin, ardından da saçlarınızı güzelce yıkayıp durulayın. Bu uygulamayı haftada ya da 15 günde bir uygulamaya özen gösterin. Bir süre sonra saçlarınızdaki dökülmelerin azaldığını, daha gür ve uzun saçlara sahip olmaya başladığınızı göreceksiniz.
Hafif yanıklarınızda soğan zarından yardım alabilirsiniz
Mutfakta ocak ya da sıcak tencereye dokunursunuz, eliniz hafif bir yanar, acımaya başlar ya bazen… İşte öyle zamanlarda doğal bitkilerden de destek alabilirsiniz. Yanık deyince akla hemen aloe vera gelse de, eğer evinizde aloe vera yoksa soğan kullanabilirsiniz.
Soğanın iç kısmında bulunan ince zarlardan gerektiği kadar çıkarın ve hemen yanık olan bölgenin üzerine kapatın, bir süre sonra acınızın hafiflediğini göreceksiniz. Ancak dediğimiz gibi bunu yalnızca hafif yanıklarda yapın, ciddi yanıklar içinse mutlaka en yakın sağlık kuruluşunun yolunu tutun, ertelemeyin.