Altan’ın operasyonunu gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Bilgi Erdoğan, “9.5 santimetrelik oldukça büyük bir anevrizma ile karşılaştık. Özellikle 5.5 santimde yırtılma riski artar, bu çok nadir rastladığımız bir durumdu” diye konuştu.
5.5 SANTİMİ BULDUĞUNDA YIRTILMA RİSKİ ARTAR”
Operasyonunun risklerine ve ciddiyetine dikkat çeken İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Bilgi Erdoğan, “Karın içindeki aort damarının çapı ortalama 2.5 santimetre. Özellikle 5.5 santimi bulduğunda yırtılma riski artar. Sefer Bey’de 9.5 santimetrelik oldukça büyük bir anevrizma ile karşılaştık. Anevrizmanın başlangıcı böbrek damarına çok yakındı, çok nadir rastladığımız bir durumdu” ifadelerini kullandı.
HER ZAMAN TÜRK HEKİMLERİNE GÜVENDİM”
Operasyon öncesi nefes alamadığını ve çabuk yorulduğunu anlatan Sefer Altan, “Yürüyüş esnasında çok çabuk yoruluyordum. Genel bir kontrol için hastaneye geldiğimde durum fark edildi. Hoca kucağında ‘tehlikeli bir bomba taşıyorsun’ dedi. ‘Operasyon yapacağız’ dediler ve kurtuldum. Daha önce bypass ameliyatı oldum. Sonra kalp yetmezliğinden pil taktılar. Ben her zaman Türk hekimlerine güvendim” dedi.
RUTİN MUAYENEDE ORTAYA ÇIKTI”
Altan’ın kızı Emine Alpdağ ise babasının nefes almakta ve merdiven çıkmakta zorlandığını anlatarak, “Babam nefes alırken kısık kısık nefes alıyor, merdiven çıkarken çabuk yoruluyordu. Yorulduğu halde hızlı gitse de nefes alışverişi onu zorluyordu. Biz bu olanları normal bir kalp hastalığına bağlıyorduk. Bir şey olmaz diye düşünüyorduk. Rutin muayene için geldiğimizde ultrasonda aort damar şişkinliği belirlendi.
Hocanın ilk lafı ‘kucağınızda bir bomba taşıyorsunuz’ oldu. Biz çok tedirgin olduk ve korktuk. Çünkü çok riskli bir ameliyattı. Eve gitsen de ameliyat olsan da riskli dediler. Tedavi riskini göze aldık. İyi ki de almışız, babam şu an çok iyi” ifadelerini kullandı.
“OLDUKÇA BÜYÜK VE NADİR GÖRDÜĞÜMÜZ BİR DURUM”
Aort anevrizmalarının özellikle ileri yaş, risk faktörü hastalarda sıkça görüldüğünü anlatan Doç. Dr. Mustafa Bilgi Erdoğan, “Karın içindeki aort damarının normal çapından daha fazla genişlemesi ve balonlaşması sonucu hastada hayati risk oluşturması durumu. Karın içindeki aort damarının çapı ortalama 2.5 santimetre. Özellikle 5.5 santimi bulduğunda yırtılma riski artığından bunlara ya ameliyat ya da kapalı bir yöntemle tedavi öneriyoruz.
Hastamız Sefer Bey bize geldiğinde tesadüfen tespit edilmiş bir anevrizmaydı. Hastanın başka bir hastalığı nedeniyle çekilmiş tomografisi sonucunda yaklaşık 9.5 santimetrelik oldukça büyük bir anevrizma ile karşılaştık. Anevrizmanın başlangıcı böbrek damarına da çok yakındı. Bunun yanı sıra bacak damarlarında da tıkanıklık vardı. 9.5 santim çok nadir rastladığımız bir durum” değerlendirmesinde bulundu.
YILDA BİR KERE ULTRASONLA KONTROL ÖNERİYORUZ”
Bu hastalığın çok sinsi olduğunu belirten Doç. Dr. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Çoğu hastada hiçbir semptom vermeyebilir. Bazen bir karın ağrısı ve benzeri semptomlar görülebilir ama burada en büyük sıkıntı hastanın ilk şikâyeti anevrizmanın yırtılması olabilir. Yırtılma olduğunda da genellikle çoğu hasta hastaneye yetişemeden hayatını kaybedebilir. Hastaneye yetişebilen hastalar da çok riski bir ameliyata girmek zorunda kalabiliyor ki bu da oldukça problemli bir süreci doğurabiliyor. Şikâyet vermemesi ve anevrizmanın bu kadar büyümüş olması da büyük bir riskti. Risk faktörleri varsa özellikle uzun süre sigara içiciliği, ailede ani ölüm öyküsü, koroner arter dediğimiz bypass öyküsü, diyabeti olan 50 yaş üstü tüm hastalara yılda bir kere ultrasonla bir kontrol öneriyoruz. Bunları hekimlerine başvurarak yapabilirler.”
ZAYIF HASTALAR DIŞARIDAN BİLE FARK EDEBİLİR”
İki kasık bölgesinden damarları bulduklarını özel bir teknikle bu anevrizmayı içten kapattıklarını anlatan Doç. Dr. Erdoğan, risk faktörlerine dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:
“Sigaranın mutlaka bırakılmasını öneriyorum. Uzun süre sigara içen kişilerin de mutlaka aralıklı kontrollerini yaptırmaları gerekiyor. Diyabet hastaları ise ailelerinde kalple ilgili ani ölüm tablosu varsa mutlaka aralıklı kontrollerini yaptırmalılar. Hastamız çok kilolu olduğundan kendisi farkına varamamış. Ama zayıf hastaların ellerini karınlarına koyduklarında orada atar bir kitle fark ederler. Biz çoğu hastayı bu şekilde muayene esnasında tespit edebiliyoruz. Bazı çok zayıf hastalarda dışarıdan bile o kitlenin attığı görülebilir. O nedenle kişi bu konuda farkındalığını geliştirmeli, bu tür durumları ciddiye almalıdır.”