Mersin’in Tarsus ilçesinde bir dönemin ünlü kazı olayıyla ilgili iki arkeoloğun sözleri gündem oldu. Arkeologlar, verdikleri bilginin ardından canlarının tehlikede olduğunu belirterek, 12 yıl önce aynı eve giren 15 kişinin geri dönmediğini ve evin altında gizli bir geçit olduğunu iddia ettiler.
Türkiyede bir döneme damga vuran en önemli olaylardan biri de Tarsus kazısı oldu. 2016 yılında başlayıp 1 yıl süren kazı, o dönem tüm Türkiye’yi ekran başına kilitledi. Kazının bitmesinin ardından ne bulunduğu ise gizli kaldı.
CANLARI PAHASINA KONUŞTUKLARINI ÖNE SÜRDÜLER
Kazıda görev aldıklarını iddia eden iki arkeolog, araştırmacı-yazar Haluk Özdil’e kazıyla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Arkeologlar, verdikleri bilgileri canları pahasına aktardıklarını ve bu bilgileri verdikten sonra canlarının tehlikede olduğunu ileri sürdüler.
Başka BOYUTA GEÇEN BİR KAPI VAR”
Arkeologların konuyla ilgili iddiaları şu şekilde: “Orada telefonlar kesiliyor, kazı boyunca sorun devam etti. Hala bile aynı sorunu yaşayan insanlar var bölgede. Oranın altıyla ilgili olayı bütün Tarsus biliyor. 12 yıl önce oraya 15 kişilik bir işçi grubu kazı amacıyla giriyorlar. Bunlar görevliler ve bir daha çıkmıyorlar. Kazdıkları yerler açık ama kendileri yok. Cesetleri de yok. Herhangi bir yıkım falan da olmamış. Donuk taş diye bir şey var o bölgede çok bilinen. İşte orada geçit kapısı var dendi, herkes o kapının peşindeymiş öyle duyduk. Başka boyuta geçmek amacıyla kullanılıyor. Ama o boyuttaki varlıkların da buraya geçmesini sağlıyor o kapı. Böyle kapılar sadece dünyaya geçmek için açılmaz.”
Türkiye’nin bir dönem en çok konuştuğu olayların başında gelen Tarsus’taki gizemli kazıyla ilgili ortaya yeni bir iddia atıldı.
Tüm Türkiye bir dönem, Tarsus’taki gizemli kazıyı konuştu. Aylarca kapatılan ve milletvekillerinin dahi sokulmadığı kazı alanından tonlarca altın çıktığı, Kral Dakianus’un hazinesinin olduğu veya Aziz Paul’un kayıp İncil’inin bulunduğu iddia edildi. Fakat resmi kaynaklara göre kazı alanında hiçbir şey bulunamadı.
Yıllardan bu yana Türkiye gündeminden düşmeyen gizemli ev, geçtiğimiz aylarda da yangın nedeniyle gündeme geldi. Bu yangından sonra bir daha gündeme gelmeyen ev hakkında ortaya atılan yeni iddia ise herkesi ürkütecek cinsten. Çünkü Tarsus’taki evin çevresinde çökmeler olduğu ve bu çökmelerin evin kazılan bölgeleriyle yani labirentle bağlantılı olduğu iddia edildi.
Tarsus’taki evle ilgili asıl tüyler ürperten iddia ise labirentin çıkış noktasıyla ilgili. Çünkü iddiaya göre evin altındaki labirent, asıl kazı yapılan eve gidiyor ve gerçek evin altına gizemli evden başka geçiş noktası bulunmuyor.
Geçtiğimiz aylarda da yazar Haluk Özdil’e konuşan ve ismini vermek istemeyen bir kişi, evde ne olduğunu gördüğünü belirterek, “Evin altı labirent gibi. 2 tane de siyahi heykelin nöbet tuttuğunu gördüm. Ama şunu söyleyeyim, asıl kazılan ev o değil. Bize yanlış evi gösterdiler. Aradıklarını da buldukları söyleniyor. Tonlarca altın gibi” ifadelerini kullanmıştı.
Yetkililerin aylarca hakkında açıklama yapmadığı kazı ilk olarak Tarsus’ta yerel medyada gündeme geldi. Esrar perdesi, kazının sosyal medyaya yansımasıyla daha da büyüdü. Kazıyı TBMM gündemine de getiren CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, tam 5 kez bölgeye gitti, ancak içeri girmesine izin verilmedi. 355 gündür devam eden kazının ne zaman sona ereceği açıklanmadı.
Sosyal medyada kazıda ne bulunduğuyla ilgili birçok iddia gündeme geldi. O iddialardan bazıları şöyle:
– Aziz Paul’un kayıp İncil’i / Dakyanus Hazinesi
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, olaydaki esrarın Hıristiyanlığın önemli isimlerinden Tarsuslu Aziz Paul’ün kayıp İncil’i ile ilgili olduğunu iddia etti.
Atıcı, şunları söyledi:
“Ben oraya arkeolog götüremiyorum. Arkeoloji Derneği’ni aradım, birçok arkeolog var. ‘Ben hekimim, oraya girsem de anlamam. Siz de gelin’ dedim. Ama arkeologlar korkudan giremiyorlar. İşin uzmanları bunun arkeolojik kazı olmadığını söylüyorlar. Orası bir define yeri, yani devlet define arıyor. İlk gittiğimde avluya aldılar. Ne göreyim ben, mağara ağzı gibi 4 delik var. ‘Vallahi de billahi de bir şey çıkmadı’ dediler. O zaman niye 24 saat Özel Harekât koruyor? O gün oranın en yetkilisi benimle çadırda görüştü. Polisler onu korumak için etrafımızı uzun namlulu silahlarla sardılar, adeta etten bir duvar ördüler.
Nereden geliyorsunuz?’ dedim, ‘Sormayın’ dedi. Sanıyorum MİT’ten bir yetkiliydi. O kişi, olayın pek çok uluslararası bağlantısı olduğunu söyledi. ‘Bu Vatikan’la ilişkilidir. Hocam bu milli bir meseledir. İnanın burada milli bir iş yapıyoruz. Sizden ricam 10 gün sabredin’ dedi. Ama 10 aydan fazla geçti üzerinden.
3-5 kilo altın için bu yapılacak iş değil. Ben şunu iddia ediyorum; burada hesap, Aziz Paul’ün İncil’iyle ilgili. Aranan bu. İddia şu ki bu gizli kazıdan önce gayrimeşru olarak birileri kazı yapıyor ve bu da Vatikan tarafından destekleniyor. Hatta bizatihi arama koordinatları, nokta olarak Vatikan’dan veriliyor.
Kral mezarı
Öldürülen polis Mithat Erdal, karısı Sibel Erdal’a kazı bölgesinde definecilerin kral mezarı bulduğunu söylemişti. Mithat Erdal,
“Önemli bir kral mezarını kazıyorlar. İlçe Emniyet Müdürü görevlendirdi. Kaçakçılık Şube adına sızdım. Olup biteni rapor ediyorum. Lahdin içinde altından 32 şamdan, kadeh, sikke gibi çok değerli hazine var. Dün akşam lahit kapağı açılmadan Kaçakçılık Şube benim ihbarımla baskın yaptı” demişti.
– Tonlarca altın
Sosyal medyada en çok gündeme gelen iddialardan biri de, kazı alanında tonlarca altın bulunduğuydu. Mahalle sakinlerinden birinin “Yaptılar, ettiler, gittiler böyle. Bütün olduğu gibi böyle hep çatlak. Evlerin altı boş. İki yaşlı nereye gideceğiz, kiralar pahalı. Gizli yaptılar, gizli ettiler, götürdüler gittiler, ne oldu biz anlamadık. Bize, ‘Bir tehlike olursa size ev vereceğiz, ev olmazsa ev parası vereceğiz’ dediler. Kafile kafile geldiler, 20 kişi bir geldi, 20 kişi bir geldi” sözleri, bu söylentileri daha da güçlendirdi.
Roma dönemine ait yeraltı şehri
A Haber İstihbaraT Şefi Kubilay Gürbek, bölgede Roma dönemine ait bir yeraltı şehri olduğunu iddia etti. Gürbek, “Tarihi yeraltı şehrinin dışına açılan kapı bu evin içinde. Bu evin bir avlusu var. Avlu 4 yerden kazılmış. Bu evde bir arkeolojik kazı var. Devlet define arıyor. Bu konu mahsus böyle açıklanıyor. Burada bir algı var. Bu kazıyı Mersin Müzeler Müdürlüğü yapıyor. Bu işin en başına gelirsek, defineciler bir harita buluyor. Bu evi tespit ediyorlar ve yeraltı şehrine açılan kapının bu evin altında olduğunu tespit ediyorlar” dedi.
Tarihi tabletler
Twitter’da arkeolog olduğunu iddia eden bir kişi, kazıda yazılı tarihi binlerce yıl geriye götürecek tabletler bulunduğunu öne sürdü. Bu iddia Twitter ve Ekşi Sözlük’te heyecan uyandırdı, ancak söylentilerin artması üzerine söz konusu iddiayı öne süren kişinin ‘troll’ olduğu ve iddiaların gerçeklikle alakası olmadığı ortaya çıktı.
Dünya dışı yaşam bulgusu
Kazının böylesine bir gizlilikle sürdürülmesi, olası dünya dışı yaşam formlarına ilişkin bir bulgunun olabileceği iddiasını da sosyal medyanın gündemine getirdi. Kazı alanı, ABD’de 1947’de UFO düştüğü iddia edilen Roswell’e kurulan 51. Bölge Üssü’ne benzetildi.
Kazıyla ilgili ilk resmi açıklama, Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Salim Sağ’ın, Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden Mersin Valiliği’ne 3 Ekim 2017’de yaptığı başvurunun ardından bugün geldi.
Tarsus Kaymakamlığı ve Mersin İl Kültür Müdürlüğü’nce, BİMER üzerinden yapılan 2 açıklamada, daha önce kaçak kazı yapılan bu alanda mimari olarak herhangi bir kültür varlığı bulunmadığı belirtildi.
Tarsus’ta yaşayan gazeteci Cihan Kezer, CHP’li Aytuğ Atıcı’nın aksine ilçede kazıda İncil bulunduğu yönünde bir algının olmadığını söyledi. T24’e konuşan Kezer, “Konuştuğumuz emekli arkeologlar bunun arkeolojik bir kazı olamayacağını, ancak cinayet kazısı da olamayacağını söyledi. Kazı yapılan bölgenin 250 metre yakınında Donuktaş Tapınağı var. Emekli bir profesör kazının büyük ihtimalle Roma İmparatoru Dakyanus dönemine ait üç katlı bir yeraltı şehri olduğunu söyledi” dedi.