Kalp, akla sevgiyi getirse de kalp hastalıkları ölümle eş değer anlama gelebiliyor. Çünkü kalp-damar hastalıkları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenlerinin başında geliyor. 2018 yılına ait verilere göre; bu hastalıklar ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu. Bu nedenle uzun ve sağlıklı bir yaşam için kalbimize hem fiziksel hem de duygusal olarak iyi bakmamız gerektiği ortada. Çünkü kalbimiz ani gelişen stres durumlarında hormon değişikliklerine bağlı olarak gerçekten kırılabiliyor.
Tıp dünyasında “stresin tetiklediği kardiyomiyopati” olarak tanımlanan “Kırık Kalp Sendromu” tıpkı kalp krizine benzer belirtiler verdiği için korkutucu olabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde Kırık Kalp Sendromu’na dikkat çekmek amacıyla “Kalbiniz Sevgiyle Atsın” başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, söyleşide kalp hastalıkları hakkında bilgi verirken kadınlarda erkeklere oranla 9 kat daha fazla görülen Kırık Kalp Sendromu’nu da anlattı.
Kırık Kalp Sendromu’nun kalp krizine benzer belirtilerle kendini gösterdiğini dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, “Başlıca belirti, yoğun stres sonrası gelişen göğüs ağrısı ve nefes darlığı olarak karşımıza çıkıyor. Bulantı, terleme, fenalık hissi, sol kol ve mide bölgesinde ağrı, uyuşma ve yanma hissi de görülebiliyor” dedi.
İstatistik çalışmalara göre, göğüs ağrısı ile acil polikliniğine gelen ve akut koroner sendrom tanısı alan hastaların yüzde 1-2’sinde Kırık Kalp Sendromu bulunuyor. Her 2 bin 500 kişiden biri, bu hastalıktan etkileniyor. Kırık Kalp Sendromu’nda kesin tanı kalp anjiyosuyla konulabiliyor. Kalp krizinden farkı ise anjiyo sonucunda kalp damarlarının tamamen açık olduğunun görülmesi.
Hastaların yüzde 90’ından fazlasının 55 yaşını geçmiş, yani menopoz çağındaki kadınlar olması nedeniyle östrojen hormonunun düzeyindeki düşmenin de sendromu tetikleyebildiği öne sürülüyor. Kadınlarda görülen kalp krizlerinin yüzde 5’inin temelinde ise bu sendromun yattığı tahmin ediliyor. Kırık Kalp Sendromu’nun kadınlarda 9 kat daha fazla görüldüğüne işaret eden Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, bu durumun “kadınların duygu durum ve hormon düzeylerinin erkeklere göre daha değişken olmasıyla” açıklandığını belirtti.
Doğru tanı ve tedavi uygulanmadığında sendrom ölüme dahi yol açabiliyor. Tedavide kalbin pompalama gücünü artıran ve stres hormon düzeylerini azaltan ACE inhibitörleri, beta blokerler ve idrar söktürücü ilaçlar kullanılabiliyor. Psikiyatrik değerlendirmeye göre tedaviye antidepresan ve stres azaltan ilaçların da eklenebildiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, “Hastaların yüzde 80 kadarı kalpte hiçbir hasar kalmadan iyileşebiliyor. Ancak geriye kalan yüzde 20’lik grupta kalıcı kalp yetmezliği, nadiren de olma ölüm ve ciddi kalp düzensizlikleri görülebiliyor” diye bilgi verdi.
Sağlıklı ve uzun yaşam için hareketsizlikten, sigaradan ve kötü beslenmeden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, kalp sağlığını korumak için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:
Haftada 5 gün, 30 dakika süreyle düzenli ve tempolu yürüyüş, bisiklet veya yüzme gibi sporlar yapmamız çok önemli. Akdeniz tipi taze sebze ve meyve ile Omega 3’ten zengin beyaz et ağırlıklı beslenmeye mutlaka özen göstermeliyiz. Bunun aksine uzun raf ömrüne sahip paketlenmiş market ürünlerinden ve aşırı tuz ile trans yağ içeren besinlerden ise uzak durmalıyız. Stresten olabildiğince kaçınmalı, en az 7-8 saat kesintisiz uyumayı alışkanlık haline getirmeliyiz.” Rutin kalp muayenesinin önemine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, sözlerini kalpte meydana gelen sinyallere kulak verilmesi ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısıyla sonlandırdı.