Bir zamanların en ünlü sanatçıları arasında yer alan Bergen’in ölümü sadece hayranlarını değil müzik dünyasını da alt üst etmişti. Ölümünden sonra Bergen’in mezarının kafes içinde olması da diğer dikkat çeken ayrıntılar arasında yer almıştı. Peki, Bergen’in mezarı neden kafes içerisinde?
Türk müzik yasında acıların kadını olarak yer bulan ve büyüleyici sesiyle 7’den 70’e herkesi derinden etkileyen Bergen ölümünden sonra bile filmiyle de uzunca bir süre gündemde yer almıştı. Bergen’in ölümüne neden olan Halis Serbest, son olarak film hakkında yaptığı açıklamasında bir kez daha herkesi şok etmeyi başarmıştı.
Halis Serbest açıklamasında, “Sizin derdiniz film falan değil. Kadına şiddet konulu filmde Bergen’in hayatı yer alamaz. Benim iznim olmadan bu filmi asla kimse çekemez” deyince yer yerinden oynamıştı.
15 Temmuz 1958 tarihinde Mersin’de dünyaya gelen Bergen, Türk arabesk müziğinin duayenlerinden bir tanesidir. Henüz 7 yaşında iken annesi ile babası boşandıktan sonra annesiyle beraber Ankara’ya yerleşmek durumunda kalan Bergen, Yunus Emre İlkokulu’nu bitirdikten sonra Ankara Devlet Konservatuarı’nda Piyano bölümüne girmesine rağmen maddi sıkıntılardan dolayı okulu yarıda bırakarak PTT’de çalışmaya başladı.
1977 yılında dayısının oğlu olan Göksel Sarılmışer ile evlenen Bergen, 4 yıl sonra eşinden boşandı. 1979 eğlenmek için arkadaşlarıyla beraber gittiği Feyman Gece Kulübü’nde sahneye çıkarak müthiş bir performans sergiledi.
1 yıl sonunda Adana‘daki Kuyubaşı Gazinosu’ndan gelen teklifi kabul eden Bergen’e 8 ay sonunda araba verilmesine rağmen iş bitiminde elinden alınınca her şeyiyle beraber büyük bir borcun altına girmiştir. 1982 yılında ilk longplayı olan “Şikâyetim Var”ı çıkartan Bergen o yıllarda kocasından sürekli şiddet görmüş ve kaçmasına rağmen birgün İzmir’de sahne aldığı esnada sahnede kocasının azmettirdiği kişiler tarafından yüzüne kezzap atılmıştır.
Bu olayın sonunda Bergen iki gözünü de kaybetmiştir. Vücudunda da bir çok yanık oluşan Bergen’in sonradan sol gözü görme yetisini kazanmış olsa da kendisinde çok fazla hasar bırakmıştır. O günden sonra saçlarını sağ gözünün önüne atışı ve güneş gözlüğüyle dolaşmasıyla yeni bir imaja bürünmüştür.
1985 yılında “İnsan Severse” isimli longplayi ile ‘Acıların Kadını’ unvanını almıştır. 1987 yılında “Acıların Kadını” isimli filmde başrol oynayan Bergen, Adana’da sahne aldığı mekanda bıçaklı saldırıya uğradıktan sonra bir süre işlerine ara vermek durumunda kalmıştır.
Aynı yıl “Yıllar Affetmez” isimli albümü sonrasında 4 Ağustos 1989’da eski eşi HalisSerbest tarafından kurşunlanarak 30 yaşında öldürülmüştür.
Bergen’in mezarı Mersin’de bulunmaktadır. Kariyerine 100’lerce şarkı sığdıran Bergen’in parçaları yıllar boyunca birçok sanatçı tarafından seslendirilirken Bergen’in hayatı “Aşk Ölümden Soğuktur” isimli filmle beyazperdeye aktarılmıştır.
Kocası Halis Serbest tarafından yüzüne kezzap atıldıktan sonra 1989 yılında kurşunlanarak öldürülen Bergen’in mezarının neden kafes içerisinde olduğu hep merak edilmiştir.
Türk müziğinde “Acıların Kadını” olarak bilinen Bergen’in mezarı Mersin’de bir kafes içerisindedir. İlk başta mezarı böyle görenler buna bir anlam veremese de altında yatan nedeni öğrendiklerinde bir kez daha üzüntüye boğulmuşlardır.
Bu kafesin sebebi ise Bergen’in acı dolu hikayesinin sonunda katili olan kocasının son sözlerinde saklıdır. İddialara göre; Bergen’in mezarının kafes içerisinde olmasının nedeni ise kocasının, “Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım” sözleridir. Ve bunun içinde annesi tarafından Bergen’in mezarını tamamen sarmalayan bir kafes içerisine konmuştur.