“Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” Türküsünün Hepinizi Gözyaşlarına Boğan Acıklı Hikayesi
Çoğu türkümüzün ardında hüzünlü hikayeler saklı, ama ‘Yüksek Yüksek Tepelere’ türküsünün öyle bir hikayesi var ki derin bir ah çektiriyor.
Kaynak: Türk Halk Müziği ve Oyunları, Sayfa 164
Herkesin bildiği, filmlere konu olabilecek acıklı hikaye şöyle:
Çok eskiden bir köyde Zeynep isimli genç ve güzel bir kız yaşarmış. Onaltı yaşına bastığında köydeki bir düğüne gelen genç bir adam tarafından fark edilir. Ali isminde ki bu genç Zeynep’i çok beğenir.
Ali kendi köyüne dönünce Zeynep’e bir görücü gönderir. Zeynep, Ali’ye verilir. Kısa zaman içerisinde düğünleri yapılır ve Zeynep, Ali’nin köyüne gider.
Zeynep’in gelin gittiği Ali’nin köyü ile kendi köyü arasında bir kaç köylük bir mesafe vardır. Üç gün üç gece denilen bir mesafe varmış. Zeynep bu köye geldikten sonra tam yedi yıl boyunca köyüne dönemez.
Zaman içerisinde Zeynep’in köy özlemi onu çok fazla etkilemeye başlar. Bir tepenin başında bulunan köyde yükse bir yerde oturup köyünün olduğu yöne bakarak bir türkü söyemeye başlar. Bu türkü zaman içerisinde Zeynep’in dilinden düşmez olur.
Kocası Ali ise Zeynep’in özlemine aldırış etmez. Üstelik ardan geçen yedi yılda artık sevgisi ve ilgisi kalmamış hatta onu hor görmeye başlamıştır. Sonunda durumu o kadar kötü olur ki Zeynep yataklara düşer.
Gün geçtikçe Zeynep’in durumu kötüye gitmeye başlar. Artan hastalığının iyileşmesi için köyden gelip geçenler Anne ve Babasının çağrılması hususunda baskı yaparlar. Kocası Ali’nin başka çaresi kalmayınca kaynanası ve kayınbabasını almak için Zeynep’in köyüne gider.
Altı gün ve Altı gece sonra Ali yanında Zeynep’in anne ve babası ile geri döner. Zeynep’i yatakta bulurlar. Perişan haldedir. Hala türküsünü mırıldnmaktadır. Anne ve babası türküye söylemeye başladıklarında artık çeresindekiler de ağlamaya başlar. Annesi baygınlık geçirecek kadar üzülür.
Yataklara düşmüş Zeynep ailesi ile hasret giderir ama ne yazık ki çok geç kalınmıştır. Zeynep iyileşecek sınırı geçmiştir. Türküsü o günden sonra dilden dile dolaşmaya devam eder.
Türkü;
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.
Aşırı aşırı memlekete kız vermesinler.
Annesinin bir tanesini hor görmesinler.
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim.
Babamın bir atı olsa binse de gelse.
Annemin yelkeni olsa binse de gelse.
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse.
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim.