Hz.Hatice hastalığı şidetlenince Allah Resulü (s.a.v)’e dönerek;
-Ya Resulallah beni dinlemeni ve vasiyetimi yerine getirmeni istiyorum.
Birincisi; önce sana hakkıyla hizmet edemedim,beni affetmeni istiyorum yâ Resulallah.! dedi.
Allah Resulü (s.a.v);
-“Hayır,asla senden hiçbir kusur görmedim,sen yapman gerekenin en iyisini yaptın,hiç kimse yorulmamıştır senin yorulduğun kadar,sen ki bütün malını Allah’ın yolunda sarfettin.” dedi.
Hz.Hatice Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e, Fatıma (r.a)’yı işaret ederek,ikincisi sana diyeceğim şey şudur ki;
Sana o’nu vasiyet ediyorum,o benden sonra garip ve yetim kalacaktır.Hiçbir Kureyşli kadın ona eziyet etmesin,onun yüzünü kimse incitmesin,yüzüne kimse bağırmasın,kötü bir şey söylemesin.” dedi.
Üçüncüsü,ben kabirden korkuyorum,sana vahiy indiğinde giydiğin abayı,onunla beni kabre koymanı istiyorum.Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) de abasını
Hz.Hatice’ye getirir,ve bundan epey sevinç duyuyordu.
Hz.Hatice validemiz vefat edince Allah Resulü (s.a.v),bizzat onun cenazesinde bulunuyor,yıkanma ve hazırlanmasında kendisi eşlik ediyordu.
Kefenleneceği sırada,Cebrail (a.s) aniden iniyor;
-Ya Resulallah,Allah’ın sana selamı var,sana en güzel ikram ve dileklerde bulunuyor.
Ve sana diyor ki;
-Ya Muhammed ! Hatice’nin kefeni bizdendir,çünkü o bütün malını bizim yolumuzda harcamıştır.
Böylece Cebrail (a.s) bir kefenle gelerek, dedi ki;
-Ya Resulallah,işte Hatice’nin kefeni,bu kefen Allah Teala’nın cennetten kendisine hediye ettiği kefendir.Böylece Hz.Hatice,önce Allah Resul’ünün abası sarılıyor,sonra Cebrail’in getirdiği kefene sarılıyordu.
Böylece Hz.Hatice iki kefenle kefenlenmiş oluyordu.
Biri Allah Teala’nın gönderdiği kefen,diğeri de Allah Resulü (s.a.v)’in verdiği kefen.