Kamer suresi ilk üç ayeti; “Saat (kıyamet vakti) yaklaştı ve Ay yarıldı. … Abdullah İbni Mes’ud’dan, “Biz Minada Allah’ın peygamberi ile birlikteydik ki Ay ikiye ayrıldı. Onun bir parçası dağın öbür tarafında iken diğeri bu yanındaydı. Allah’ın peygamberi bize “şahit olun” dedi.
Ayın ikiye bölünmesi mucizesi hem kamer suresinin ilk ayetlerinde geçmekte hem sahih hadislerde beyan edilmektedir. Yani bu hadise tevatür ile kesin olarak gelmiştir.
Hazreti peygamberin (sav) 1000’den fazla zuhur eden mucizeleri vardır. Ayın ikiye bölünmesi mucizesi de o mucizelerden biridir.
Bu mucize hem ayette hem hadislerde sahih olarak geçmesine rağmen inkar edenleri anlamak hayli zordur. İşte bu yazımızda hem bu mucizeden hem de akla gelen bazı sorulara cevaplardan bahsedeceğiz.
Bir vakit yine Kureyşli müşrikler Hz. Muhammed’in (sav) yanında idiler. Onu zor durumda bırakmak için aralarında plan yapmışlardı. Öyle ki ondan yapamayacağı imkansız bir şeyler isteyecekler ve onu kendilerince herkes içinde mahcup edeceklerdi.
Bunun için Hz. Peygamberden (sav) ayın ikiye bölünmesi isteyeceklerdi. İstediklerini yapamayınca da onunla herkes içinde alay edecekler ve onun bir Peygamber olmadığını söyleyeceklerdi.
Hz. Peygamberimize (sav) gelerek şöyle dediler. Şayet sen hakiki bir Peygamber isen bize bir mucize göster! Eğer gerçekten hak üzerine Peygamber isen şu ayı ikiye ayır!
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdular ki “Ey Kureyşliler şayet ben dediğinizi yaparsam sizler iman eder misiniz?
Hepsi birden cevap verdiler “Evet bizler hem Allah’a hem senin onun Resulü olduğuna iman edeceğiz!
Bu sözler üzerine Hz. Muhammed (sav) Ay’a baktı ve mübarek parmağını çeviri verdi. Akabinde Ay aniden ikiye bölündü ve ay iki parça halinde görünerek Peygamberimizin mucizesi gerçekleşti.
Mina Dağı ikiye bölünen Ay’ın iki parçası arasında kalmış ve muhteşem tüyler ürpertici bir manzara ortaya çıkmıştı. Müşrikler böyle bir şey beklemediklerinden dehşete düştüler ve korktular. Hayretler içinde kaldılar.
Efendimiz (sav) yanında bulunan sahabelere “Şahit olun, şahit olun.” diye söylerken, müşrikler şaşkınlıklarından birbirine bakamıyor ve “Muhammed bize büyü yaptı.” diyorlardı.
Orada bulunan başka bir müşrik “Muhammed (sav) sadece bizlere büyü yapmış ve Ay’ı iki parça olarak göstermiştir.” diyerek, bu durumun çevre beldelerden gelen kervanlara sorulmasını istedi.
Bu teklif diğer müşrikler tarafından da ister istemez kabul edildi ve ertesi gün hem Yemen hem başka civarlardan gelen kervanlar bu durumu sordular.
Her kime sorsalar gece seyahat ettiklerinden ayın ikiye bölünmesi mucizesine şahit olmuşlardı. Bu sözleri işiten Mekkeli Müşrikler dediler ki “Ebu Talib’in yetiminin sihri semaya da tesir etti.” Bu şekilde inatlarını ve küfürlerini sürdürdüler.
Bu hadisenin arkasından bir ayet nazil oldu. “Onlar bir mucize görseler, ondan yüz çevirip ‘Normal bir sıhîr…’ derler, yalan söylerler, nefislerine uyarlar.” (Kamer, 54/2)
Evet ayın ikiye bölünmesi mucizesi en büyük mucizelerden biridir. Kur’an-ı Kerim’in şu ayeti de bunu teyid eder. Saat yaklaştı. Ay (ikiye) ayrıldı. (Kamer suresi 1)
Bu mucizenin gerçekleştiği vakit hiçbir müşrik inkar etmemiş sadece sihirdir diyebilmişler. Maalesef onların inkar etmediğini sonradan gelen bazıları yapıyor.
Ayın ikiye bölünmesi mucizesi hem Kamer suresinin ilk ayetinde geçmekte ve Hz. Ali, İbni Mesud, Huzeyfe, Cübeyr, İbni öner gibi meşhur sahabeler rivayet etmiş ve Buhari, Müslim ve Tirmizi gibi sahih hadis kitaplarında geçmektedir.
Neden umun dünya görmedi denmektedir. Evvelen bilinmeli ki bu hadise nübüvvetin delili olarak orada bulunan hazır bir cemaate gece vakti ani bir şekilde gösterilmiştir.
Bu mucize nübüvvetin bir ispatı olarak orda bulunanlara gösterilmiş, peygamberlik müessesini işitmemiş bilmeyenlere bunu göstermek hikmete uygun gelmiyor ki kısa sürmüş. Zira İslam dini akla kapı açıyor ama aklı devre dışı bırakmıyor. Herkes görse mecburi bir iman olacaktı. Ki Hindistan gibi yerlerde görüldüğüne dair rivayetler vardır.
Bu mucize gece gaflet zamanı iken meydana gelmiş hem medeniyet bu kadar ilerlememiş, ani olarak kısa bir süre devam etmiş elbette herkes göremeyebilir. Aynı zamanda ayın hareketinin güneş gibi olmadığı ve dünyanın her yerinin karanlık olmadığı aşikardır.