İklim krizine dikkat çekmek için her yıl yeni bir mesajı dünyaya duyuran Dünya Doğayı Koruma Vakfı bu yılki etkinliğin detaylarını duyurdu. 27 Mart’ta milyonlarca insanın katılımıyla gerçekleştirilecek küresel etkinlikte mesaj ‘değişim çağrısı’ olacak. 1 saatliğine ışıkların kapatılacağı ve dünyanın sesinin dinleneceği etkinliğin saati de duyuruldu. WWF öncülüğünde gerçekleştirilecek etkinlikler, 2007’den bu yana sürdürülüyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) iklim krizine dikkati çekmek için 2007’den bu yana dünya genelinde düzenlediği Dünya Saati etkinliği kapsamında, 27 Mart’ta ışıklar bir saatliğine kapatılacak. WWF-Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, her yıl mart ayının son cumartesi günü dünya genelinde düzenlenen Dünya Saati etkinliği, bu yıl 27 Mart Cumartesi akşamı 20.30-21.30 saatleri arasında “değişim” çağrısıyla gerçekleşecek.
İklim krizine dikkati çekmek için ışıkların bir saatliğine kapanacağı küresel etkinlik, salgın koşulları nedeniyle bu yıl evlerde gerçekleşecek ve dijital mecralardan paylaşılacak. Türkiye’de WWF-Türkiye’nin öncülük ettiği etkinliğin katılımcıları iklim kriziyle mücadele için “Dünya Saati, Değişim Saati” diyerek, dünyanın her yerinden milyonlarca insanla birlikte gezegenin sesi olacak.
ÇOK DAHA ŞİDDETLİ ETKİLERLE YÜZLEŞECEĞİZ’
Dünya Saati etkinlikleri çerçevesinde, bu akşam 20.30-21.30 saatleri arasında, iklim krizinin farklı boyutlarıyla ele alınacağı web konferansı düzenlenecek. Konferansa, Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede kararlılık göstermesi ve Paris Anlaşması’nı onaylaması için ortak çağrıda bulunan sivil toplum örgütlerinden temsilcileri katılacak. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, bütün kesimleri değişimin parçası olmaya davet ederek, “Bugün harekete geçmezsek, hiç de uzak olmayan bir gelecekte iklim krizinin çok daha şiddetli etkileriyle yüzleşeceğiz. O nedenle gelin, Dünya Saati’nde ışıkları kapatarak bir saatliğine gezegenin sesine, değişim çağrısına kulak verelim.” ifadelerini kullandı.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ POLİTİKASI BENİMSENMELİ’
Türkiye’nin kuraklık başta olmak üzere iklim krizinin etkilerini en ciddi ölçüde yaşaması beklenen bölgelerden olan Akdeniz Havzası’nda yer aldığını dile getiren Pasinli, “Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede, geçtiğimiz yıllar içerisinde hız kazanan düşük karbon ekonomisine geçiş ve enerji dönüşümü sürecinin dışında kalması beklenemez. Paris Anlaşması’na taraf olunarak, güçlü bir emisyon azaltım hedefi doğrultusunda bütüncül bir iklim politikası oluşturularak ve kömürden çıkış politikası benimsenerek iklim krizi ile mücadelede kararlılık sergilenmesini istiyoruz.” değerlendirmesini yaptı.