Allah’ın aslanı olarak nam salan Uhut Şehidi Hazreti Hamza’nın mezarında tüyleri diken diken edecek görüntü.. Mezarı açılan Hazreti Hamza’nın naaşını görenler gözlerine inanamadı. Mezarı taşınmak için açılan Hazreti Hamza’nın kabrindeki görüntüyü görenler gözyaşlarına boğuldu.
Hicretin üçüncü yılında Mekkeli müşriklerle Medineli müslümanlar arasında meydana gelen Uhud savaşında müşrikler yirmi üç ölü verirken müslümanlardan yetmiş kişi şehit olmuştu (25 Ocak 625).Rasulullah Aleyhisselam Uhud şehitleri hakkında şöyle buyurmuşlardır: “Bunların Allah katında şehit olduklarına şehadet ederim. Gelin ve onları ziyaret edin.
Allah’a yemin ederim ki kim onlara selam verirse, onlar da kıyamet gününe kadar selam verenin selamına karşılık vereceklerdir.”Attaf b. Halid (Tabiîn sonrası neslin hadis râvilerindendir) şöyle bir haber vermiştir: “Teyzem bana dedi ki, bir gün bineğime binip Uhud şehitliğine ziyarete gittim. Orada bir süre namaz kıldım. Hz. Hamza’nın kabrinin yanındaydım. Civarda seslenen veya seslere cevap veren kimse yoktu. Yalnız bineğimin yularını tutan bir çocuk vardı.
Namazımı tamamladıktan sonra elimle kabre doğru işaret ederek “esselamü aleyküm” dedim. O anda yer altından selamıma karşılık veren bir sesin geldiğini işittim. Allah’ın beni yarattığını nasıl biliyorsam, geceyle gündüzü nasıl biliyorsam, bu hadiseyi de öylece biliyorum.Selamın karşılığını işittiğim zaman bütün tüylerim ürperdi.” Siyer ve hadis kaynaklarında anlatıldığına göre, Ebu Süfyan oğlu Muaviye nin halifeliği zamanında Uhud civarından su çıkarılmasına lüzum görülmüştü.
Uhud’da şehit kabirlerinin bulunduğu yer dışında su akıtma imkanı olmadığını halifeye yazdılar.Muaviye de şehit kabirlerinin açılıp, içindekilerin başka tarafa nakledilmesini bildirdi. Medine halkına Uhud’da şehit cenazesi olanların hazır bulunması ilan edildi. Orada Amr b. Cemuh ile Abdullah b. Amr’ın müşterek kabri açılınca cesetlerin hiç bozulmadığı görüldü. Abdullah b. Amr (b. Haram) şehit olunca elini yaralı yüzüne bastırdığı halde gömülmüştü.
Yeni kabrine konulurken eli yarasından çekilince yüzü kanamaya başlamış, eli tekrar yarasına konulunca kanaması kesilmiş. Kabir açma sırasında Hz. Hamza’nın ayağına demir küreğin ucu değince ayağından kan akmıştır.Uhud şehitlerinin kabirleri, ilk gömüldükleri zamandan kırk altı yıl sonra açılmıştı. O sırada ortaya misk kokusu gibi bir koku yayılmıştır. O mübarek şehitler, uyuyan canlı insan gibi, omuzlara alınarak yeni kabirlerine taşınmışlardır.